Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Müziğin kilise ve saraydan taşıp halka yayıldığı dönemdir. (1830 - 1900) Kalıpların ve düzenin yıkılıp yerine daha özgür, daha özgün olan romantizmin geldiği dönemdir. Kendi içinde 3 döneme ayrılır:
Erken Romantik Dönem: Romantik anlatımın Klasik dönem içinde doğduğu, ilk dönemidir. Bu anlatımın öncüsü Ludwig van Beethoven olarak kabul edilir. Bu dönemin diğer ünlü bestecileri de Franz Schubert, Carl Maria von Weber ve Gioacchino Rossini'dir.
Orta Romantik Dönem: Romantizmin tüm avrupada egemen olduğu dönemdir. İlk ışığı yakan da, programlı senfonisi Symphonie fantastique ile Hector Berlioz olmuştur. Ardından Franz Liszt, Felix Mendelssohn Bartholdy, Niccolo Paganini, Robert Schumann, Frederic Chopin, Johannes Brahms gelmiştir. Giuseppe Verdi ve Richard Wagner'in opera alanındaki çalışmalarıyla doruğa ulaşmıştır.
Geç Romantik Dönem: Müziğin denetiminin "Almanya-İtalya-Fransa" üçgeninden çıktığı dönemdir. Milliyetçilik akımı ile birlikte Mikhail Glinka, Aleksandr Borodin, Modest Musorgski, Nikolay Rimski-Korsakov, Peter İlyiç Çaykovski gibi Rus; Bedrich Smetana, Antonin Dvorak gibi Çek; Edvard Grieg, Jean Sibelius gibi İskandinav besteciler "Klasik Batı müziği"ne dahil olmuşlardır.
Romantizm dönem olarak, 19.yüzyılın başlarından 20.yüzyılın başlarına kadar geçen süreyi kapsar. Genel anlamıyla sanattaki romantizm akımının birçok teması müzikte de yerini almıştır.
19.yüzyılla birlikte besteciler eserlerini yazarken romantik romanlar ve dramalardan etkilenmeye başlamışlardır. Bu özellikle opera ve senfonik şiirlerde göze çarpmaktadır.
Romantik dönemde de farklı yenilikler ortaya çıkmış ve müzik yeniden kendini keşfetmiştir. Uzun ve açıklayıcı melodiler, renkli armoni, çalgıların çeşitliliği, ritmlerdeki özgürlük ve esneklik en önemli değişimlerdi. Ancak müzikal formda çok fazla bir yenilenme söz konusu değildir. Bu dönemde eser veren bestecilerin en önemli özellikleri; önceki dönem müziğine duydukları saygı ve geçmişten beri süregelen katı müzik kurallarına sıkı sıkıya bağlılıklarıdır. L.V. Beethoven dünyanın ilk romantiği olarak kabul edilir ve hem klasik, hem romantik dönem bestecisidir. Beethoven'ın klasik ve romantik akımları birbirine bağlayan müziğinin ardından, çağdaşları sayılan Weber, Brahms, Tchaikovksy, Bruckner, Schubert ve Rossini ilk katıksız Romantikler kuşağı olarak bilinir ve Romantik dönemi gerçek anlamıyla başlatan da onlar olmuşlardır. Bu bestecilerin 1830'larda ölmesiyle ikinci kuşak Romantikler döneme ağırlıklarını koymuşlardır.
1803-1813 yılları arasında doğan Hector Berlioz, Frederic Chopin, Mikhail Ivanovich Glinka, Franz Liszt, Felix Mendelssohn, Robert Schumann, Giuseppe Verdi ve Richard Wagner gibi besteciler ise ikinci jenerasyon romantiklerdir.
Oda müziği klasik dönemin ürünüyse, senfoni de romantik dönemin ürünüdür. Bu dönemde birbiri ardına olağanüstü senfoniler, liedler, koral müzikler, operalar, uvertürler, konçertolar yazılmış ve yorumlanmıştır. Özellikle Verdi'nin operaları bugün bile hayranlıkla dinlenmektedir. Dönemin sonlarına doğru atağa geçen bale türü ise klasik müziğe dansın eşsiz güzelliğini getirmiştir.
Liszt ve Wagner'in müziği; formunun genişlemesi, armonik yapıları ve ilginç çalış teknikleriyle gelecekteki müziğin ilk sinyallerini verirken, Schumann gibi bazı besteciler de klasik formlardan vazgeçmemiştir.
Romantik dönemin en gözde çalgısı piyano olmuştur. En küçük sesten, en büyük sese kadar bütün seslerin her tür duyarlılığı yansıtması nedeniyle, bestecilerin tüm fırtınalı, hırçın ve inişli çıkışlı duygularını en güzel anlatan çalgı onlar için artık piyanodur. Bu dönemin bestecileri çalgılarının olanaklarını çok iyi tanıdıklarından kendi parlak yetenekleriyle çalgının tüm sınırlarını zorlamışlardır.
Ancak tarihe adını gerçekten bileğinin hakkıyla yazdıran keman virtüözü Paganini'nin yeteneği öylesine olağanüstüdür ki şeytanla işbirliği yaptığı inancı almış yürümüştür. Çağının çok ilerisinde olan bu keman ustasının yazdığı ve yorumladığı eserleri aynı ustalıkta seslendirebilecek kemancı bugün bile yok denecek kadar azdır.
-BELLINI
-BERLIOZ
-BIZET
-BORODIN
-BRAHMS
-BURGMULLER
-CHABRIER
-CHOPIN
-CZERNY
-DELIBES
-DVORAK
-FAURE
-FRANCK
-GRIEG
-KORSAKOV
-LALO
-LISZT
-MENDELSSOHN
-MUSSORGSKY
-ROSSINI
-SAINT-SAENS
-SCHUBERT
-SCHUMANN
-SMETANA
-SOUSA
-STRAUSS Jh.
-TCHAIKOVSKY
* Farklı kaynaktan klasik müzikte romantik devir..
Romantik çağ, adından da anlaşılacağı gibi, biraz "flu" geçmiş bir çağdır. Endüstri devriminin ayak sesleri duyulmaya başladığında insanlar arasında geçici bir panik yaşanmış ve bunun sonucunda mistisizmle karışık aşk aromalı eserler ortaya çıkmıştır ve her alanda birbirinden parlak sanatçılar birbiri ardına harikalar yaratmıştır. Tabii ki romantizm, her çağda, her sanatçıyla yaşanmıştır ama 19. yüzyıl sanatına çok daha yoğun ve abartılı bir biçimde yansımıştır. Bu dönemin sanatçıları düşler ve imgeler içinde uçan, ulaşılmaz olanın peşinde koşan, kendine acıyan, anlaşılamamaktan yakınan, ruhsal inişleri çıkışlarını yapıtlarına yansıtan sanatçılardır. Bu durumun edebiyattaki yansıması Victor Hugo, Balzac, Gogol, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Dumas, de Musset, Keats, Lord Byron ve Goethe, felsefedeki yansıması Nietzsche, Schopenhauer, Hegel iken, müzikteki karşılığı Chopin, Schubert, Weber, Schumann, Çaykovski, Brahms, Verdi, Liszt, Wagner, Puccini, Rossini ve şeytan kemancı Paganini olmuştur. Ehh, düşünün artık.
Beethoven'ın Klasik ve Romantik akımları birbirine bağlayan müziğinin ardından, çağdaşları sayılan Weber, Schubert ve Rossini ilk katıksız Romantikler kuşağı olarak bilinir ve Romantik dönemi gerçek anlamıyla başlatan da onlar olmuşlardır. Bu bestecilerin 1830'larda ölmesiyle ikinci kuşak Romantikler döneme ağırlıklarını koymuşlardır.
Oda müziği Klasik dönemin ürünüyse, senfoni de Romantik dönemin ürünüdür. Bu dönemde birbiri ardına olağanüstü senfoniler, liedler, koral müzikler, operalar, uvertürler, konçertolar yazılmış ve yorumlanmıştır. Özellikle Verdi'nin operaları bugün bile hayranlıkla dinlenmektedir. Dönemin sonlarına doğru atağa geçen bale türü ise klasik müziğe dansın eşsiz güzelliğini getirmiştir.
Bach, Haydn ve Mozart da minör tonları kullanıp romantizme bir tür hazırlık yapan besteciler olsalar da, Romantikler'in yorumculuğu Bach veya Mozart zamanının yorumculuğuna benzemez. Chopin, Liszt, Paganini gibi harikalar yaratan yorumcuların çalış tekniği, Romantik dönemin ölçütü sayılmıştır. Bu dönemin bestecileri çalgılarının olanaklarını çok iyi tanıdıklarından kendi parlak yetenekleriyle çalgının tüm sınırlarını zorlamışlardır.
Romantik dönemin en gözde çalgısı piyano olmuştur, bu dönemin sanatçılarının tüm fırtınalı, hırçın ve inişli çıkışlı duygularını en güzel anlatan çalgı olmakla nam salmıştır. En küçük sesten en büyük sese dek ses gürlüğüne karşı duyarlılığı, bestecilerin ruh halindeki değişiklikler için son derece elverişlidir. Ancak tarihe adını gerçekten bileğinin hakkıyla yazdıran bir keman virtüözü vardır ki hem baş döndürücü çevikliği ve hızı, hem de son derece duygusal yorumuyla inanılmaz bir müzisyendir. Paganini'nin yeteneği öylesine olağanüstüdür ki şeytanla işbirliği yaptığı inancı almış yürümüştür. Çağının çok ilerisinde olan bu keman ustasının yazdığı ve yorumladığı eserleri aynı ustalıkta seslendirebilecek kemancı bugün bile yok denecek kadar azdır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:55 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Klasik Müzikte Romantik Dönem Nedir
Erken Romantik Dönem: Romantik anlatımın Klasik dönem içinde doğduğu, ilk dönemidir. Bu anlatımın öncüsü Ludwig van Beethoven olarak kabul edilir. Bu dönemin diğer ünlü bestecileri de Franz Schubert, Carl Maria von Weber ve Gioacchino Rossini'dir.
Orta Romantik Dönem: Romantizmin tüm avrupada egemen olduğu dönemdir. İlk ışığı yakan da, programlı senfonisi Symphonie fantastique ile Hector Berlioz olmuştur. Ardından Franz Liszt, Felix Mendelssohn Bartholdy, Niccolo Paganini, Robert Schumann, Frederic Chopin, Johannes Brahms gelmiştir. Giuseppe Verdi ve Richard Wagner'in opera alanındaki çalışmalarıyla doruğa ulaşmıştır.
Geç Romantik Dönem: Müziğin denetiminin "Almanya-İtalya-Fransa" üçgeninden çıktığı dönemdir. Milliyetçilik akımı ile birlikte Mikhail Glinka, Aleksandr Borodin, Modest Musorgski, Nikolay Rimski-Korsakov, Peter İlyiç Çaykovski gibi Rus; Bedrich Smetana, Antonin Dvorak gibi Çek; Edvard Grieg, Jean Sibelius gibi İskandinav besteciler "Klasik Batı müziği"ne dahil olmuşlardır.
Klasik Müzikte Romantik Dönem
Romantizm dönem olarak, 19.yüzyılın başlarından 20.yüzyılın başlarına kadar geçen süreyi kapsar. Genel anlamıyla sanattaki romantizm akımının birçok teması müzikte de yerini almıştır.
19.yüzyılla birlikte besteciler eserlerini yazarken romantik romanlar ve dramalardan etkilenmeye başlamışlardır. Bu özellikle opera ve senfonik şiirlerde göze çarpmaktadır.
Romantik dönemde de farklı yenilikler ortaya çıkmış ve müzik yeniden kendini keşfetmiştir. Uzun ve açıklayıcı melodiler, renkli armoni, çalgıların çeşitliliği, ritmlerdeki özgürlük ve esneklik en önemli değişimlerdi. Ancak müzikal formda çok fazla bir yenilenme söz konusu değildir. Bu dönemde eser veren bestecilerin en önemli özellikleri; önceki dönem müziğine duydukları saygı ve geçmişten beri süregelen katı müzik kurallarına sıkı sıkıya bağlılıklarıdır. L.V. Beethoven dünyanın ilk romantiği olarak kabul edilir ve hem klasik, hem romantik dönem bestecisidir. Beethoven'ın klasik ve romantik akımları birbirine bağlayan müziğinin ardından, çağdaşları sayılan Weber, Brahms, Tchaikovksy, Bruckner, Schubert ve Rossini ilk katıksız Romantikler kuşağı olarak bilinir ve Romantik dönemi gerçek anlamıyla başlatan da onlar olmuşlardır. Bu bestecilerin 1830'larda ölmesiyle ikinci kuşak Romantikler döneme ağırlıklarını koymuşlardır.
1803-1813 yılları arasında doğan Hector Berlioz, Frederic Chopin, Mikhail Ivanovich Glinka, Franz Liszt, Felix Mendelssohn, Robert Schumann, Giuseppe Verdi ve Richard Wagner gibi besteciler ise ikinci jenerasyon romantiklerdir.
Oda müziği klasik dönemin ürünüyse, senfoni de romantik dönemin ürünüdür. Bu dönemde birbiri ardına olağanüstü senfoniler, liedler, koral müzikler, operalar, uvertürler, konçertolar yazılmış ve yorumlanmıştır. Özellikle Verdi'nin operaları bugün bile hayranlıkla dinlenmektedir. Dönemin sonlarına doğru atağa geçen bale türü ise klasik müziğe dansın eşsiz güzelliğini getirmiştir.
Liszt ve Wagner'in müziği; formunun genişlemesi, armonik yapıları ve ilginç çalış teknikleriyle gelecekteki müziğin ilk sinyallerini verirken, Schumann gibi bazı besteciler de klasik formlardan vazgeçmemiştir.
Romantik dönemin en gözde çalgısı piyano olmuştur. En küçük sesten, en büyük sese kadar bütün seslerin her tür duyarlılığı yansıtması nedeniyle, bestecilerin tüm fırtınalı, hırçın ve inişli çıkışlı duygularını en güzel anlatan çalgı onlar için artık piyanodur. Bu dönemin bestecileri çalgılarının olanaklarını çok iyi tanıdıklarından kendi parlak yetenekleriyle çalgının tüm sınırlarını zorlamışlardır.
Ancak tarihe adını gerçekten bileğinin hakkıyla yazdıran keman virtüözü Paganini'nin yeteneği öylesine olağanüstüdür ki şeytanla işbirliği yaptığı inancı almış yürümüştür. Çağının çok ilerisinde olan bu keman ustasının yazdığı ve yorumladığı eserleri aynı ustalıkta seslendirebilecek kemancı bugün bile yok denecek kadar azdır.
DONEM BESTECİLERİ
-ALBENIZ-BELLINI
-BERLIOZ
-BIZET
-BORODIN
-BRAHMS
-BURGMULLER
-CHABRIER
-CHOPIN
-CZERNY
-DELIBES
-DVORAK
-FAURE
-FRANCK
-GRIEG
-KORSAKOV
-LALO
-LISZT
-MENDELSSOHN
-MUSSORGSKY
-ROSSINI
-SAINT-SAENS
-SCHUBERT
-SCHUMANN
-SMETANA
-SOUSA
-STRAUSS Jh.
-TCHAIKOVSKY
* Farklı kaynaktan klasik müzikte romantik devir..
Klasik Müzikte Romantik Dönem (1830 - 1900) :
Romantik çağ, adından da anlaşılacağı gibi, biraz "flu" geçmiş bir çağdır. Endüstri devriminin ayak sesleri duyulmaya başladığında insanlar arasında geçici bir panik yaşanmış ve bunun sonucunda mistisizmle karışık aşk aromalı eserler ortaya çıkmıştır ve her alanda birbirinden parlak sanatçılar birbiri ardına harikalar yaratmıştır. Tabii ki romantizm, her çağda, her sanatçıyla yaşanmıştır ama 19. yüzyıl sanatına çok daha yoğun ve abartılı bir biçimde yansımıştır. Bu dönemin sanatçıları düşler ve imgeler içinde uçan, ulaşılmaz olanın peşinde koşan, kendine acıyan, anlaşılamamaktan yakınan, ruhsal inişleri çıkışlarını yapıtlarına yansıtan sanatçılardır. Bu durumun edebiyattaki yansıması Victor Hugo, Balzac, Gogol, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Dumas, de Musset, Keats, Lord Byron ve Goethe, felsefedeki yansıması Nietzsche, Schopenhauer, Hegel iken, müzikteki karşılığı Chopin, Schubert, Weber, Schumann, Çaykovski, Brahms, Verdi, Liszt, Wagner, Puccini, Rossini ve şeytan kemancı Paganini olmuştur. Ehh, düşünün artık.
Beethoven'ın Klasik ve Romantik akımları birbirine bağlayan müziğinin ardından, çağdaşları sayılan Weber, Schubert ve Rossini ilk katıksız Romantikler kuşağı olarak bilinir ve Romantik dönemi gerçek anlamıyla başlatan da onlar olmuşlardır. Bu bestecilerin 1830'larda ölmesiyle ikinci kuşak Romantikler döneme ağırlıklarını koymuşlardır.
Oda müziği Klasik dönemin ürünüyse, senfoni de Romantik dönemin ürünüdür. Bu dönemde birbiri ardına olağanüstü senfoniler, liedler, koral müzikler, operalar, uvertürler, konçertolar yazılmış ve yorumlanmıştır. Özellikle Verdi'nin operaları bugün bile hayranlıkla dinlenmektedir. Dönemin sonlarına doğru atağa geçen bale türü ise klasik müziğe dansın eşsiz güzelliğini getirmiştir.
Bach, Haydn ve Mozart da minör tonları kullanıp romantizme bir tür hazırlık yapan besteciler olsalar da, Romantikler'in yorumculuğu Bach veya Mozart zamanının yorumculuğuna benzemez. Chopin, Liszt, Paganini gibi harikalar yaratan yorumcuların çalış tekniği, Romantik dönemin ölçütü sayılmıştır. Bu dönemin bestecileri çalgılarının olanaklarını çok iyi tanıdıklarından kendi parlak yetenekleriyle çalgının tüm sınırlarını zorlamışlardır.
Romantik dönemin en gözde çalgısı piyano olmuştur, bu dönemin sanatçılarının tüm fırtınalı, hırçın ve inişli çıkışlı duygularını en güzel anlatan çalgı olmakla nam salmıştır. En küçük sesten en büyük sese dek ses gürlüğüne karşı duyarlılığı, bestecilerin ruh halindeki değişiklikler için son derece elverişlidir. Ancak tarihe adını gerçekten bileğinin hakkıyla yazdıran bir keman virtüözü vardır ki hem baş döndürücü çevikliği ve hızı, hem de son derece duygusal yorumuyla inanılmaz bir müzisyendir. Paganini'nin yeteneği öylesine olağanüstüdür ki şeytanla işbirliği yaptığı inancı almış yürümüştür. Çağının çok ilerisinde olan bu keman ustasının yazdığı ve yorumladığı eserleri aynı ustalıkta seslendirebilecek kemancı bugün bile yok denecek kadar azdır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:55 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx